Roma İmparatorluğu zamanında latince “Caesarea” olarak verilen ismi zamanla önce “Kaysera” olarak anılmaya başlamış ve daha sonra da günümüzdeki ismi olan Kayseri ismini almıştır. Ankara ve Konya’dan sonra iç Anadolu bölgesinin üçüncü büyük şehri olan Kayseri, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hazırlamış olduğu 2014 yılı Sayımı Sonuçlarına göre nüfusu 1.322.376’dir. Nüfusun büyük kısmı şehirde oldukça gelişmiş olan sanayii sektöründe çalışmaktadır.
Şehir 3916 metre yüksekliği ile Aladağların en yüksek noktası olan Erciyes Dağı ile özdeşleşmiştir. Son yıllarda yapılan yatırımlar ile kış sporları için ideal konuma gelen Erciyes, turizmin ilgi odağı olmaya adaydır. Turizm açısından ile katkı sağlayan diğer bir coğrafi güzellik ise Toros dağlarının en yüksek zirvelerine sahip Aladağlar Milli Parkı’dır. Bu milli park trekking, dağcılık gibi birçok doğa sporları yapmak için idealdir. Ayrıca bu dik kayalıklar arasından akan Zamantı ırmağı rafting sever doğa sporcularına hitap etmektedir.
Önemli içmelere ve sıcak su kaynaklarına sahip olan Kayseri kaplıca konusunda oldukça zengindir. Bayramhacı ve Tekgöz Kaplıcaları, Yeşilhisar İcmesi, Hasanarpa Maden Suyu bu tesislerin başlıcalarıdır. Bu kaplıcalar romatizma, kadın hastalıkları gibi bir çok hastalığa iyi geldiği bilinmektedir.
Köklü bir tarihe sahip ilimiz, Konya ilinden sonra Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait en çok esere sahip olan ilimizdir. Ulu Cami, Fatih Sultan Mehmet Cami, Kayseri Kalesi, Zamanı Kalesi, Develi Kalesi Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait başlıca eserlerdir.
İç Anadolu’nun en lezzetli mutfaklarından birine sahip Kayseri; mantı, yağlama, sucuklu köfte, develi cıvıklısı gibi birbirinden leziz lezzetleri ile yerli ve yabancı turistleri beklemektedir.
